Makaleler

301

Siz normal rutininize dönebildiniz mi? Ben dönemedim. Ara ara içimi hüzün kaplıyor, hala unutamadım. Unutursam ,olmamış gibi yaşamaya aynen devam edersem olmaz diyorum kendime. Dile kolay tam 301 maden işçimiz hayatını kaybetti . Vakitten haberimiz var mı? Deliler gibi çalışmaktan zaman zaman saati veya hangi günde olduğumu karıştırdığım günler olur, yemek yemeyi, su içmeyi unuttuğum olmuştur. Ama yaşadığım yılı karıştırmam. 301 madencimizi 2014 yılında kaybettik. Bizim ülkemizde oldu tüm bunlar…Uçak üretebiliyorken, araç üretebiliyorken, gökdelenler yapmaya başlamışken, otobanlarımız ve köprülerimiz ne kadar da güzelken, Ar-ge inovasyon ,katma değeri yüksek ürün, nano teknoloji dolu cümleler kurarken. Modern bir ülkede yaşıyoruz. Biz 301 kardeşimizi, canımızı kaybettik. Suçlu aramaya gerek yok. Hepimiz suçluyuz. Sadece rakam değil onlar , her biri kendi başına dram. Mekanları cennet olsun.

 

Yıllardır iş dünyasının içinde yaşayan kişileriz. İrili, ufaklı birçok işletmeyi görmüşüzdür. Kimi işletme modern ve kurumsallaşmış iken kimisi yolu yarılamıştır ama gidecek yolu vardır. Ancak temel bir özellik daha vardır firmaları tanımlayan.. Büyük yada küçük bir kobi olması hiç fark etmez. İnsana, çalışanına değer veren işletmeler ve çalışanlarını birer rakam olarak görenler. İnsan kaynağına, çalışanına değer verip de  zararlı çıkanını hiç görmedim. Mavi yada beyaz yaka olsun herkes, hepimiz saygı görmek ve değerli hissetmek isteriz. Ziyarete gittiğim işletmelerde çok net görülüyor. Soyunma odaları, tuvaletler, yemek kalitesi ve çeşitliliği ve servis araçları, maaşlar ve ek ödemeleri zamanında ve hak edilen maaş seviyesinde almak, liste uzatılabilir ama çok da bilinmez konular değil. Bizler en azından elimizin uzandığı işçi ve çalışanlarımıza değer vererek yarınlara daha güzel bakabiliriz. Bağırıp çağırmadan gülümsemeye herkesin çok ihtiyacı var.



Geçen gün sürekli çalıştığımız yabancı ortaklı kurumsal bir firmadaydım. Yukarıda saydıklarım konusunda o kadar iyiler ki her gittiğimde benim bile içimi mutluluk kaplıyor. Öylesine pozitif bir ortam. Öyle olunca tüm çalışanlar mutlu, ben mutluyum, çıkan iş de güzel oluyor. İş güvenliği ile ilgili son not olarak da fabrikada yürümeye başladığımızda herkes gözlük takmak zorunda. Hala her seferinde yadırgıyorum, ”alt tarafı yürüyeceğiz,montaj bandına şöyle bir göz atacağız” ama olması gereken bu. Önce iş güvenliği. Fabrikada dolaşırken gözümü korumak için gözlük takmak zorundayım. Oysa 301 canı kaybettiğimiz maden ocağında gaz maskeleri çalışmıyordu, hatalı tip ve kullanım süresi onlarca yıl geçmiş, küflenmişti. Bir tarafta gözlük var, diğer tarafta gaz maskesi yok. Her ikisi de ülkemizin üretim birimi. Ama firmanın zihniyeti farklı olunca fark bu kadar açılabiliyor.   
 

YOL HALLERİ

Son yıllarda kadın sürücülerin artması ile ilginç manzaralar gözlemliyorum. Araç kullanırken aynı zamanda , rujunu süren, rimel süren ,cep telefonunda mesaj yazan bayan sürücülerimiz var ülkemizde. O kadar yetenekliler yani. Bir de park etmek olmasa…  Sürekli makas atarak araba kullanan , otobanda son sürat 1 metre dibinize gelip ,korna ve selektörle yol isteyen, kaza olduğunda emniyet şeridini tıkayarak 6 saat yolun kapalı kalmasını sağlayan erkek sürücülerimiz var ülkemizde. Araba kullanırken kendinizi emniyette hissediyor musunuz? 301 canımızı kaybettik. 2014 yılındayız hala. 
 

DEPREM OLDU YİNE…
 

Hafta sonu deprem oldu, sallandık biraz . Çok da önemsemedim. Herkes benim gibi depremi yaşamamış olsa gerek, deprem merkezine yakın yerlerde durum farklı tabii ki. Evlerde esasen hasar yok ama panikten cam pencereden atlayanlarla birlikte yüz küsur kişi yaralanmış . Hala depremde nasıl davranacağımızı öğrenemedik. Can bu tabii, kolay değil. Çürük binalarımız yenilemek için kentsel dönüşüm gerekiyor ama biraz işler ağır ilerliyor. Bu arada bizim ev Göztepe’de. Zemin sağlam.  Göztepe, Erenköy , Suadiye’ de her sokakta en az birkaç eski apartman yıkılmış durumda. Görmeniz lazım. Ara sokaklar hafriyat ve beton kamyonu dolu. Gizli kentsel dönüşüm 2 yıldır bizim buralarda. Oysa ülke geneline yayılmalı, organize olmalı..
 

ALAADDİN’İN SİHİRLİ LAMBASI …

Alaaddin’in Sihirli Lambası elimize geçse ve cin ortaya çıksaydı ne kadar da güzel olurdu. Tam zamanı. “Dile benden ne dilersen!” deseydi. Siz ne dilerdiniz? Para, pul, gençlik, şan, şöhret, araba, ev , huzur, mutluluk. 2014 yılında Alaattin ve onun sevgili cinini de görmüyoruz. Ama keşke gerçek olsaydı da yaşadıklarımızı yaşamamayı dileseydim.
 

Unutmamak ve bundan sonra böylesine büyük bir felaketi yaşamamak için toplum olarak hepimiz değişmeli ve üzerimize düşen sorumlulukları layığı ile yerine getirmeliyiz.
 

Mekanları cennet olsun…