Tasarıma ve ürün gamını yenilemeye hiç bu kadar çok ihtiyacımız olmamıştı. Ben de inanmakta zorlanıyorum ama bulunduğumuz şu ortama ve tedirginliğe rağmen Türk sanayisi özellikle Kobi’ler “hayat devam etmeli”yi seçtiler. Bu yıl başından itibaren yoğun bir tasarım yapma, yaptırma ve kalıp imali talebi var.
Türkiye’deki Ar-ge merkezleri zaten aşırı yükleme ile çalışıyorlar. Zira eleman bulma sıkıntısı üzerine firmaların yurtiçi ve özellikle yurtdışı firma almaları ve yeni Pazar yatırımları çok fazla arttı. Bizim gibi bağımsız Mühendislik firmalarından gerek dışarıdan tasarım desteği gerekse kendi yerlerinde tasarımcı çalıştırma talepleri var.
Otomotivde kapasite oranları düşmüş ve ihracatımız bildik sebeplerden dolayı gerilemiş olsa bile yeni proje ve tasarım ihtiyacı için doğru zaman tam olarak da bugündür. Geçen sene yaz aylarından sonra geçen ölü sezon, seçimler, beklemeler derken pazar daraldı ve biliyoruz ki her ertelenen son tüketici talebi sonrası; alım gelmesi yanında rekabetin tarz değiştirmesi gündemde. Ticaretin ve rekabetin ruhu değişiyor, değişim her yönü ile kaçınılmaz. Eskiden en fazla komşu ülkelere, Mısır’a, Rusya’ya ihracat yapan şirketlerimiz yeni pazarlara satış için haliyle saldırdılar. Tüm satışçılar çok aktif çalışıyor, çalışmak zorunda. Rekabette iyi tasarımınız varsa hayatta kalacaksınız. Bu apaçık gerçek.
Tasarım; üzerinde günlerce sohbet edilecek kadar keyifli bir konu. Hayatın içinde , bizi çevreleyen her şey tasarım. Arabalar, ev aletleri, mobilyalar, elbiseler, elimizin değdiği gözümüzün gördüğü her şey tasarım. En kusursuzu da tabii ki doğanın kendisi , doğadaki tüm güzellikler kusursuz tasarımlar. İşte biz de tasarımcılar olarak doğadaki kusursuz güzelliğe yaklaşma telaşı ile çalışıyoruz. Doğal, samimi, sıcak, kullanıcısını iyi hissettirecek yaratıcı çözümler sunuyoruz. İyi birer tasarımcı öncelikle iyi de bir insan olmalı ve ilkeli olmak çok önemli hayatta. Tasarımda da öyle . Tasarımın da kendine göre ilkeleri var haliyle.
Hayat tarzının değişmesi, hızlanması çok şeyi değiştirdi ve değiştirmeye de devam edecek. Ben buna internet ve cep telefonu devrimi diyorum. O kadar çok hayatımızın içinde ve yaratıcılığı öldürdü ki gittikçe robotikleşiyoruz, empati yeteneğimiz köreliyor. Son yıllarda yaratıcılık tüm dünyada gittikçe azalıyor , otomotiv ve beyaz eşya başta olmak üzere tüm tasarımlar birbirine o kadar benziyor ki. Copy paste tasarımlar hiç olmadığı kadar arttı. Bakın son 2 yılda çıkan araçlara, risk almadan çok tutan tasarım detaylarını tüm araçlarda görür olduk, araçların stop lambaları, farları ve panjurlarına bakın ne demek istediğimi çok net anlayacaksınız. Birkaç istisna hariç tabii.
Hal böyle olunca yani rekabet ve hayatta kalmak için yaratıcı ve inovatif tasarımlara ihtiyaç gündemimizde olunca tekrar bir tasarım konuşalım istedim.
Amacımız iyi tasarımı yakalamak olduğundan iyi tasarımın 10 ilkesini hatırlatmak istiyorum;
• İyi tasarım yaratıcıdır.
• İyi tasarım ürünü kullanışlı yapar.
• İyi tasarım estetiktir.
• İyi tasarım ürünü anlamamıza yardımcı olur.
• İyi tasarım fazla öne çıkmaz.
• İyi tasarım dürüsttür.
• İyi tasarım dayanıklıdır.
• İyi tasarım son detayına kadar uyumludur.
• İyi tasarım çevrecidir.
• İyi tasarım mümkün olduğunca az tasarımdır.
Günümüzde iyi tasarıma sahip olmak firmalar açısından hiç bu kadar değerli olmamıştı. Altını çizerek söylüyorum yeni ürünün devreye girmesi vakit almaktadır. Tasarım ve kalıp imalat süreçlerini de düşündüğümüzde ortalama büyüklükte bir projeye bugün başlansa 6-9 ay sonra ürünün piyasada satışa hazır olacağını hesaba katmalısınız. Rekabet yoğunluğu ve şiddeti gittikçe artıyor. Tek bir çıkış yolumuz var. O da doğru ürün ve iyi bir tasarımdır.
Tasarım ilkelerini hep birlikte hatırlamak gerekirse ;
Tasarım da sizin benim gibi canlı bir varlık gibidir aslında. Kendi ile barışık tasarımlar dengelidir. Adamı yormaz. Kendine çeker, sohbetine bakmaya doyum olmaz. Dengeli derken; bünyesinde hiçbir hareket içermeyen tasarımı kastetmiyorum tabii ki. Her tasarım mutlaka bir hareket unsuru içermelidir. Tasarım iki farklı denge sisteminde olabilir. Simetrik denge yada asimetrik denge. Ben oldum olası asimetrik dengeli tasarımları çok beğenmişimdir. Simetrik dengeyi doğada ve insan anatomisinde görüyoruz yani iyi orantılanmış ve dengeli parçalardan oluşan bir yapı.
Asimetrik dengeli tasarım 20.yüzyıl başlarında ortaya çıkan modern sanatın geleneksel simetrik dengeyi reddetmesi ile ortaya çıkmıştır. Modern bir akım olan asimetrik denge birbirine benzemeyen unsurların arasında dinamik bir denge yada düzen kurması üzerine kurgulanır. Asimetrik tasarımın başarısı cesur , duyguyu geçirme gücü yüksek ve dışavurumcudur. Tahterevalliye binen baba-oğul asimetrik dengeyi daha iyi anlamamızı sağlar. Yani biri merkeze yakın ,diğeri uzak iken bir noktada denge sağlanır.
Tasarımcı açısından orantı, tasarım öğeleri arasındaki boyutların ilişkileridir. Tasarlanacak ürünün eni, boyu ve tasarımı oluşturan diğer öğelerin arasında daima orantıya dikkat edilen bir ilişki kurulmalıdır. Daha öncede bahsettiğim altın oran tasarımda oran konusundaki sihirli kelimedir aslında.
Leonardo Da Vinci'nin herkes tarafından bilinen Vitruvian Man (Rönesans Adamı) eserinin neredeyse her karesi bu rakamla dolu. Zaten o nedenle kusursuz görünüyor o çizdiği insan modeli.
1.618 rakamının tarihi eski Mısırlılara kadar uzanıyor ve eski Yunanlılar, bu rakamın doğaüstü gücü olduğuna inanmışlar. Bu nedenle, birçok yapı ve eserlerinde, bu rakamı görmek mümkün. Eski Yunanlılar, 1.618 rakamına Phi ya da Altın Oran ismini vermişler.
Aşağıdaki şemada yer alan M/m oranı her zaman altın orana denktir: M/m=1,618
İnsan vücudunda altın orana verilebilecek ilk örnek; göbek ile ayak arasındaki mesafe 1 birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618'e denk gelmesidir. Bunun dışında vücudumuzda yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir:
Tasarımda duyguyu veren bir öğe bir kıvrım bir çizgiyi gözümüz takip etme ihtiyacı hisseder. Göz bir unsurdan diğerine kesintisiz geçişler yapabiliyorsa , devamlılık sağlanmış demektir. Göz hareketlerini denetlemek tasarımcının hedefi olmalıdır ve bu durum tasarımcının elindedir. Bu sayede ürün dikkat çekecek, diğerlerinden ayrışacak ve satınalma güdüsü tetiklenecektir. Örneğin arabaların en arkadan en öne giden çizgileri araca yandan bakışta, tasarıma en karakteristik özelliğini katar.
Tasarım ilkelerinin en önemlisi bütünlüktür. Bütünlüğü sağlamamış tasarım, orkestra şefi olmayan bir orkestranın farklı tellerden ve notalardan müzik yapmaya çalışması gibidir, insanı yorar. Böyle tasarımları gördüğümüzde, ürüne farklı açılardan bakıldığında farklı tasarım hikayelerine sahip olduğunu görürüz. Hatta her detay güzel gibi gözükse de aslında anlatacak hikayesi olmayan kendini bulmamış eksik tasarımlardır.
Tasarımcı, tasarımda öne çıkarmak istediği öğeyi seçmek ve tasarımın neresinde kullanacağını belirlemek zorundadır. Buradaki amaç tasarımda verilmek istenen mesajın daha çabuk ve etkili olarak son kullanıcıya aktarılmasıdır. Burada en çok dikkat edilmesi gereken konu ise birden fazla vurgulayıcı unsur olmamasına dikkat edilmesidir. Örnekleri araçlardan verdiğimiz için burada aklıma ilk gelen de Mercedes martı kanat tasarım oluyor . Martı kanadı şeklinde açılan kapıların ne kadar kuvvetli bir tasarım vurgusu var. Zamandan bağımsız ve tasarım vurgusu o kadar kuvvetli ki ilk martı kanat mı güzel en son çıkan mı siz karar verin..