Alman hükümetinin imalat sanayini kökten değiştiren öncü inisiyatifi Endüstri 4.0, bilişim teknolojisindeki gelişmeler sayesinde yeni bir endüstri devrimine dönüşümü temsil eden sihirli bir tanım olarak karşımıza çıkıyor. Yani fabrikalar akıllanıyor ; “Akıllı Fabrikalar” gerçek oluyor.
Almanya’da gündeme gelen ve kısa sürede önemli yol alan “Endüstri 4.0” Almanya’nın geçmişten beri neden diğer ülkelerin bir değil birkaç adım ötesinde konumlandığının yeni örneği. Kısaca, “Bilişim teknolojilerindeki atılımları geleneksel endüstriyel süreçleri tamamen değiştirme amacıyla kullanma yaklaşımı” olarak özetlenen Endüstri 4.0’ın dördüncü sanayi devrimini başlatacağından bahsediliyor.Sanayide yeni bir paradigmanın doğmasını sağlayan bu yaklaşım, sıradan bir dönüşümün ötesinde, yeni bir endüstri devrimi olarak görülüyor.
Almanya Şansölyesi Angela Merkel; Avrupa’nın dördüncü endüstriyel devrimi kaçırma lüksü olmadığını belirtip şöyle devam etti sözlerine: “Alman ekonomisinin yeniden hareketlenmesi yeterli değil, ekonomimizin daha fazla inovasyona ihtiyacı var.” Bu sözlere bir de son yıllarda ölçülen küresel büyümenin yüzde 90’ının Avrupa dışındaki ekonomiler tarafından yaratıldığı gerçeği de eklenince gelişmiş ekonomilerin endüstriyel dönüşüm gemisini yakalama fırsatını net olarak gördüklerini ve bu konuda hükümetler bazında pozisyon aldıklarını görüyoruz. Aynı durum birçok ülke için de geçerlidir. Amerika başkanı Obama için de geçmişte Merkel’e hazırlanan raporun benzeri hazırlanmış ve konunun önemi devlet başkanları katında doğrudan takip edilecek kadar değerli bulunmuştur.
Endüstri 4.0 yaklaşımı nedir dediğimizde, temel olarak bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi hedefliyor denebilir.
Yenilikçi bilişim teknolojilerinin endüstriyel süreçlerle entegre olmasını öngören Endüstri 4.0 akımı bütünleşik çözümler barındırıyor. Sanayinin geleceği konuşulurken artık üretkenlikten değil; büyük veri, nesnelerin interneti, robot ve otomasyon teknolojilerini kullanarak “akıllı fabrikalar” kurmaktan ve bu fabrikalarda akıllı ürünler üretmekten bahsediliyor. Geleceğin fabrikaları hayalin ötesinde, bir zorunluluk olacak.
Değişen tüketici davranışları ve özelleşen ürünlere olan talep bir işletmenin başarısının yalnızca yüksek üretkenlikle ölçülmesini engelliyor. Artık başarı, özelleşen ve farklılaşan ürünleri aynı imalat sürecinde üretmeyi zorunlu kılıyor.
Endüstri 4.0’ın öngördüğü imalat süreci, üretimin tam otomatik olarak gerçekleşmesiyle mümkün. Müşteri ve tedarikçilerden toplanan veriler doğrultusunda üretimi daha verimli kılacak analizler yapılmasını gerektiren yeni endüstri çağında akıllı fabrikalarda robotlar ya da kendi kendine çalışabilen makineler kullanılarak üretim yapılması bekleniyor. Burada gözümüzde canlanması için söyleyeyim esasen bir plastik enjeksiyon makinesi de başında durmadan günlerce üretim yapabilir zaten Türkiye’de de bu sistemler onlarca yıldır kullanılıyor.
Türk sanayisi de, hızlı ve güvenli adımlar ile gelişiyor. Yeni teknolojileri uygulama konusundaki açık fikirlilik sayesinde, yakın bir gelecekte sanayimizin verimlilik, hızlılık, düşük maliyetli esnek üretim ve çevreyi koruma konularında da dünyadaki ileri örnek-lerden olacağı görülmektedir. Bizdeki girişimci sanayici ruhu olduğu sürece bu konuda da geri kalmayacağımızdan emin olabiliriz.
Üstelik çok da şanslıyız. Bu konuda onlarca yıldır aktif çalışan bir bilgi şirketimiz de mevcut Türkiye’de ; Doruk Otomasyon. Geçenlerde kendileri ile tanışma fırsatını yakaladım, bana uzun bir Endüstri 4.0 sunuşu yaptılar ve konu o kadar ilgimi çekti ve önemli buldum ki sizlerle paylaşmak istedim. Üstelik kendi geliştirdikleri %100 yerli uygulamaları on yıl evvel Tekstil sektörünün merkezi Denizli’de fabrikalara kurarak işe başlamışlar. Resimde görüldüğü üzere, hala da aktif çalışıyor kurdukları ilk sistemler.
Konuyla ilgilenenler için biraz daha teknik bilgi vermek gerekir ise; Dijital fabrika; temel olarak işletmenin neyi, ne zaman, hangi kaynakları kullanarak, ne hızda üreteceğini, kapasitesini nasıl kullanacağını yönetmeyi hedefliyor. Burada temel olarak, işletmedeki tüm üretim makine ve istasyonlarının, merkezi bir sistemle sürekli haberleşmesi ve çift yönlü veri aktarımı ile işletmenin merkezi yönetimden yönlendirme alması, işletmenin aktüel durumu ile ilgili olarak hem işletmenin bizzat bilgilendirilmesi, hem de merkezi sisteme geri bilgi gönderilmesi sağlanıyor. Bu alanda ürettikleri ProMANAGE, MES/MOM (İmalat Tatbik Sistemi/İmalat Operasyonu Yönetimi) çözümü olarak 2011 yılından bu yana MES Product Survey’de yer alan, uluslararası standartlara göre hazırlanmış bir çözüm üstelik. Yani dünya devi olan firmalar ile aynı uluslararası performans, çalışma alanı genişliği ve kaliteye ulaşmış durumdalar. İşin ilginci geçenlerde Amerika’daki işletmeye transfer olan çalıştıkları uluslararası bir firmanın genel Müdürü’nün arayıp “Türkiye’deki fabrikamdaki sistemin aynısını Amerika’da istiyorum, zira üretimi ve verimliliği yeterince takip edemiyor ve yönetemiyorum.” demesi de Türkiye olarak zaten onlarca yıldır kullanılan ve bangır bangır gelen bu devrimden çok da geri kalmadığımızın en güzel göstergesi…
Başarı = Yüksek üretkenlik OUT
Başarı = Özelleşen ve farklılaşan ürünlerin
aynı imalat sürecinde üretilmesi IN!
- Üretim Yönetiminde ERP ve MES ( Manufacturing Execution System) Kullanımı Yaygın…
- Üretim gerçek zamanlı olarak planlanıp takip edilebilmekte
- Üretim faaliyetleri IT karar destek sistemlerinin yönlendirmesi ile yönetilebilmekte
- Bakım ve kalite faaliyetleri yönetilebilmekte
- Üretim kayıpları, iyileştirmeye açık alanlar doğru ve detaylı olarak tespit edilebilmekte
- Optimum maliyet ve verimlilik için üretim planları gerçek zamanlı olarak ve detaylı biçimde yönetilebilmekte
- OEE / TEEP gibi üretime ait anahtar göstergelere hedef belirlenip izlenebilmekte.
1. sanayi devrimini kaçıran, 2. ve 3. devrimleri geriden takip eden ülkemizin 4. devrim için hızlı hareket etmesi gerektiğidir.
Yurdumuzda mevcut bulunan IT, otomasyon ve endüstriyel ( üretim yönetimi tecrübesi ) bilgi birikimini kullanarak ve daha da geliştirerek; Türkiye’nin üçüncü dünya ülkesi olmadığını, bilgi merkezi olabileceğini göstermeliyiz. Zaten onlarca yıldır bu sistemi kullanan yüzlerce firmamız mevcut ve bizler de bu değişimden uzak durmamalıyız. Değişim kaçınılmaz, değişim güzeldir.
Devlet politikası olarak desteklenmesi ve memleket meselesi olarak Türkiye’mizi geleceğe hazırlayacak yol haritası hazırlanırken ENDÜSTRİ 4.0 devriminde Dünyadaki dönüşüme teknik katkı sağlayan tasarımcı ve uygulayıcı ülkelerden biri olmalıyız. Biz bunu ülke olarak birlikte başarmalıyız.