Tasarım yapmanın verdiği haz hiçbir şeye benzemez. İlk çocuğunuzu kucağına aldığınız gibi bakarsınız tasarımınıza… Önce ekranda , sonra prototiple ve son olarak nihai seri üretimle. Çocuğunuzu yetiştirir gibi tasarımın büyüdüğünü, geliştiğini , kusursuza yaklaştığını görürsünüz. Onunla gururlanırsınız. Her tasarım tasarımcının çocuğu gibidir, ondan bir parçadır. Tasarım yapmak kuru kuruya “İnovasyon”dur diyemezsiniz. Yalnızca yaratıcı bir fikir bulmaktan çok daha fazlasıdır tasarım… Tutkuyla yaratıcılığa sarılmaktır tasarım. Bir ürünü mükemmel hale getirmeyi istemekten daha fazlasını gerektirir. İstemek yetmez, çok çalışmak gerekir, üstelik en başından.
TASARIMDA KONSEPT
En iyi tasarımlar iyi bir konseptle başlar. Bu konsept firmanın ihtiyacı olan yeni üründe mesajını nasıl ileteceğinize dair bulacağınız çözüme dair fikrinizdir. Sade ve yalın olmalıdır. Karmaşık yollara sapmadan mesajınızı herkese iletmelidir. Eğer konsept geliştirmekte zorlandığınızı ya da tıkandığınızı düşünüyorsanız bunun en iyi yolu mümkün olduğunca çok bilgi toplamak olacaktır. Esasen tasarıma başlamadan yapılan bu çalışmalar tasarım kadar değerlidir. Bilgi toplama işine sorular sorarak başlayabilirsiniz. İlgili kişilerin cevaplarını dikkatle dinleyin . Satır aralarında duyduğunuz detaylar konseptiniz oluşturmak işin fırsatlar sunacaktır.. Ayrıca yeni ürünün bağlı olduğu sektör, ürünleri, servisleri ve pazarı hakkında araştırma yapmak da çok önemlidir. Ne kadar çok bilgi toplarsanız, tasarımınız için o kadar farklı konsept ortaya çıkarma şansınız olur. Müşteriniz ne istiyor, markanın misyonu nedir, sektördeki diğer firmalar neler yapmış? Ama esas soru bu değildir : “Nasıl farklılaşacağım? Konseptimiz anlattığı farklılık nedir?” Tasarımda özgün konsept en değerli hazinedir.
Müşterilerin ne istediğini dünya markaları nasıl biliyor? Uluslar arası büyük şirketler bu sorunun yanıtını bulabilmek için ilgili toplumsal ve ekonomik trendleri önceden tespit ediyorlar. Bu amaçla, çok sayıda farklı veri kaynağından bilgi toplayıp ve ardından bu bilgileri analiz ederek daraltıyorlar. Böylece, onlarca yıl gibi uzun bir süreyi kapsayacak şekilde piyasaya ilişkin trendler belirleniyor. Böylece gelip geçici olan ve ortaya çıktığı gibi hızla kaybolan kısa vadeli tasarımlar değil zamandan bağımsız tasarımlar ortaya çıkıyor.
İMKANSIZI HAYAL ETMEK
İmkansızı hayal etmek ve geliştirmek çok mu zordur? Kesinlikle değildir. İmkansız diye bir şey olmadığınız askerde öğrendim ben. Daha doğrusu zorla ve topluca bizim bölüğe öğrettiler. 1 ay evvel 1km bile koşmayan 100 kişinin tam teçhizatlı olarak( tüfek, 2 şarjör, içi su dolu 2 matara v.b. yükle) 10 km’yi istenen standart sürede koşması istendiğinde bunun imkansız olduğunu bölüğün tamamı düşünmüştü. 1 kişi bile gecikse görev başarısız olacak ve ertesi sabah tekrar koşacaktık. İçimizde aşırı kilolu, sıska, atletik, uzun ,kısa her tür memleketim insanı vardı. Eğirdir gölü çevresinde kış soğuğunda ve ayaza inat 10 km’yi herkes bir arada ve zamanında koştuğumuzda hepimiz şaşkındık. İmkansızı başarmıştık. İmkansızın sadece kafamızın içinde bizim oluşturduğumuz sanal bir duvar olduğunu o zaman öğrendim. Hayatım boyunca da unutmadım.
Firmanızı uçuracak, büyütecek bir tasarım hayal edin. Taklit, hafiften andıran yada abartılı tasarımları değil… İhtiyacınız olan pozitif Tek bir tasarımın firmanıza ve markanıza katacağı değerleri düşünün. İmkansız değil. Firmanın kaderini değiştirmek için bir tasarım yetecektir.
HATA YAPMAYA HAZIR OLMAK
İş yapan ve üreten kişiler hata yapar ve hata sanılanın aksine kötü bir değildir. Esas olan hatanın öğrenme ve bilgi birikimine katkı sağlayacak bir fırsat olduğunu anlamamızdır. Hataları tümüyle ortadan kaldırmak mümkün değildir. Hayatı boyunca öğrenmeye ve kendini geliştirmeye devam eden kişi yada şirket hata yapmaya hazırlıklıdır. Tasarımcının hayatı ve sanal dünyası olası problemleri yaşamadan önceden tasarlama ve bir dizin önlem almakla başlar. Başarının anahtarı bu hataları hızla çözerek, tekrar yaşanmalarının önüne geçmektir .
Hayatta çok başarılı olmuş kişilere baktığınızda hayatlarının bir döneminde çok ciddi hatalar yaptıklarını görürsünüz. Ayrıca hatalarından ders alıp bir daha benzer hatalar yapmadıklarını. Aklıma ilk gelen kişi de tabii ki Apple’ın kurucusu rahmetli Steve Jobs. Hayatını okuyun. O kadar çok hata yapmış ki. Ama hiç vazgeçmemiş. Yaratıcı ve farklı olanın peşinden gitmiş. Dünyayı tek başına değiştirmiş ve oyunun kurallarını yeniden yazmıştır.
TÜRKİYE’DE AR-GE MERKEZLERİ VE AR-GE HAKKINDA
Türkiye’da Ar-ge merkezi olma şartı olarak Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sayfasında ilk madde olarak “Ar-Ge merkezlerinde en az 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam edilmesi” şartı aranır. Bu sayının düşürülmesi konusunda bir çalışma şu aşamada yapılıyor. 30 kişiye düşebilir . Esasen hali hazırda Ar-Ge merkezi olmuş firmalara baktığımızda 50 tasarımcı sayısını doldurmak için kenarından köşesinden çalışanları da buraya dahil etmek zorunda kalıyorlar. Bu sayıyı ne kadar düşürür ve Ar-ge merkezlerini desteklersek ülkemiz açısından olumlu bir gelişme olacaktır.
Ancak herkesin kaçırdığı çok daha önemli bir nokta var. Büyük ve rüştünü ispatlamış şirketlerin Ar-ge merkezleri yada ürün geliştirme bölümleri var. Oysa Avrupa’daki gibi sanayinin lokomotifi aile şirketleri ve KOBİ’lerdir. Dolayısı ile bünyesinde Ar-ge faaliyeti olmayan firmalara tasarım yapacak bağımsız mühendislik ofislerinin de Ar-ge merkezlerine benzer yaklaşımla devlet tarafından desteklenmesi ve sayılarının artması için teşvik edilmesi gerekiyor. Özellikle lisanslı program ve çalışan maaşları konusunda firmaların önünün açılması ile bağımsız Ar-ge mühendislik ofisleri yaygınlaşacaktır. Yurtdışında ülkemizden çok daha ufak ülkelerde bile bizden onlarca kat fazla mühendislik ofisi var. Ülkemizde de bağımsız mühendislik ve tasarım ofislerinin sayısını artması ile kobi ve aile şirketleri de etkin Ar-ge yapma ve rekabeti yakalama fırsatı bulacaklardır.
İMMİB ENDÜSTRİYEL TASARIM YARIŞMASI
Bu yıl üçüncü kez İMMİB endüstriyel tasarım yarışmasında seçici kurul üyesi idim. Ülkemizin tasarım konusunda seçkin akademisyen ve profesyonel yöneticiler ile biz tasarımcılar geçen cumartesi gününü bu organizasyonda geçirdik. Dile kolay bu yıl 10.yıl. Tebrikler İMMİB. Hiç aksamadan ve her yıl daha da gelişerek ilerliyor. Ülkemizde tasarımın öneminin algılanması ve yaygınlaşması için katkı sağlayan çok değerli bir organizasyon. Bu seneki Profesyonel ve öğrenci kategorisinde yarışanlar da güzel projelerle katılmışlar. Emeği geçen tüm İMMİB yöneticileri ve çalışanlarına teşekkür etmek isterim. Ellerinize sağlık.
Bu yarışma sayesinde onlarca katılımcı firmalarda iş buldu, öğrenciler yurtdışında eğitim ve gezilere gönderildiler ve en önemlisi firmalarımız inovatif ürünleri hayata geçirme fırsatını yakaladılar.
İşin başındayız ama güzel günler bizi ve Türk firmalarını bekliyor.
TAŞLARI DELEN DAMLALARIN GÜCÜ DEĞİL SÜREKLİLİĞİDİR.