“Ne olacak bu memleketin hali ?” çocukluğumdan beri klasik soru cümlesi olduğundan müsadenizle ben farklı sorular sorayım?
1.soru: Sizce aşağıdaki tablodaki partnerleri gösteren organizasyon hangi kuruluşa ait? Partnerlerine bakıldığında dünyanın ileri gelen firmaları, farklı sektörde olup farklı ürün ve hizmet sunmalarına rağmen ortak olarak birlikte nasıl çalışıyorlar?
2.soru: Aşağıdaki resimde gördüğünüz üretim yeri bir fabrika mıdır? Vinçleri ve yüzlerce işleme merkezleri ve çeşitli makineleri ile uçak sanayi dahil en zor parçaları üretiyorlar. Ülkemizde buna benzer kaç fabrika vardır? Zira alttaki resimlerde görüldüğü üzere dünyanın en yeni ve gelişmiş uçağı olan Airbus A380 uçağının çok önemli parçalarını üretiyorlar.
3.soru farklı geliyor: Yüksek hızlı CNC’de ( sanırım 15.000dev/ dak. Üstü devir olmalı) kullanılan en ufak kesici uç çapı nedir? 3mm, 2mm,1mm…
4. soru daha zor olsun: özellikle dövme kalıpları başta olmak üzere;basınçlı döküm ve kesme kalıplarında görülen keskin köşelerdeki kalıptaki kırılmalar nasıl önlenir? Tabii pahalı ve en kaliteli çelik işi çözer ama maliyet de çok artar heryerde uygun çözüm olamaz.
Yukarıdaki soruların hepsinin cevabı ve çözümünü üreten yer aynı desem. Aachen Üniversitesine bağlı enstitüyü UKUB ile birlikte ziyaret etme ve birinci elden Almanya’nın en iyi mühendislerini yetiştiren ( 30 yaşından evvel bir mühendisin mezun olması zor) üniversitenin çalışma şeklini ve üretim merkezlerini derinlemesine anladım. Aradaki teknolojik altyapı farkını ise yazının şimdi başlayacağım detaylarını oluduktan sonra siz karar verin..
1.sorunun cevabı: Aachen üniversitesine bağlı Fraunhofer enstitüsü; üniversite sanayi işbirliğinin dünyadaki en iyi örneği ve muhteşem bir organizasyon. Bütçesi 1.8 milyar euro, 18.000 çalışanı var. Farklı sektörlerden ve farklı uzmanlık alanlarında en iyi firmalar yıllık sponsorluklarla bu üniversiteye destek oluyorlar . Firmalar katkıları oranında da ortak bilgi havuzundan yararlanıyorlar. Üstelik siz herhangi bir kalıpçı olsanız bile , üye de olmasanız yine de “benim şöyle bir problemim var” diye buraya başvuruyorsunuz. Eğer bu problemin çözümü ülke menfaatine ve Almanyadaki diğer kalıpçılarıda ilgendiren bir durumsa hemen çözüm için projeyi başlatıyorlar. Burada zihniyeti anlamak çok önemli. Üst kimlik olarak çalışan enstitü Almanyadaki tüm şirketlerin üstünde orkestra şefi gibi bilgiyi yönetiyor. İşte bu nedenle Almanyadaki Aachen üniversitesi Alman firmalarının 10 yıl ilerisinde bizim firmaların 30 yıl ilerisinde bizim üniversitelerinde 50 yıl ilerisinde. Maalesef durum bu. Bizdeki sanayi üniversite işbirliği kağıt üzerinde kalıyor. Yazıyı yazmam Alman hayranlığımızdan değil isyanımdan…
Konuyu biraz daha somutlaştırmak gerekirse;
Cevap 2: Enstitüde yer alan resimdeki fabrika görünümlü dört beş fabrika büyüklüğünde binayı gezme fırsatım oldu. Yani öğrenim görülen yer ile içi içe fabrika gibi eğitim ve araştırma birimleri kampüsün içinde yer alıyor. Öğrenciler de burada çalışıyor.. Burada hem Ar-ge faaliyetleri yapılıyor hemde Alman firmalarının üretemediği yada üretime başlayana kadar olması gereken standart ve parametreler tanımlanana kadar üretim burada yapılıyor sonra Alman firması üretime devam ediyor. Bir tezgah üreticisi yeni geliştirdiği en iyi tezgahı, en iyi kesici uçu buraya bedelsiz hibe ediyor. Çünkü orası bilginin mabedi. Orada yer almak demek Almanyanın en elit araştırma ve geleceğinde yer almak demek… Bizim üniversiteler bir yana Türkiye’de kaç firma gördügüm airbus parçalarını üretebilir.Çok az diye düşünüyorum.
Ülkemizde bir araya gelip böyle br organizsyonu yapalım desek ilk soru belli: “Benim menfaatim ne olacak? ”.İşte bu noktada kaybetmeye başlıyoruz. Orada ise ana sanayi destek oluyor. neden? Benim ülkemin yan sanayileri gelişirse indirect olarak ben de daha iyi mal üretirim daha rekabetçi olurum diye düşünüyor. Audi,Mercedes, BMW orada yan sanayiine destek için premium partner oluyor.
Cevap 3: Burada mikro kalıpların imali için 100.000 devir /dakikada kullanılan kesici ucun çapı 200 mikron. Yani 0.2mm. Bu arada iki ağızlı bir uç olduğunu da ekleyeyim. Biz sevgili UKUB üyeleri ile ucun içinden soğutma sıvısı için kanal geçip geçmediğini de sorduk. ( gülerek) Yokmuş. O yüzden biraz daha geliştirmeliler diye kendi aramızda konuştuk….!
Cevap 4: Kalıpların köşelerinin kırılma problemini ise standart metalin içine istenen yüksek kaliteli metali toz yada tel olarak 2mm’ye kadar bölgesel enjekte etmektir. Prosesin çalışma prensibi olarak malzemeleri alaşımlandırmak ya da sertleşmek için lazer ışığı kullanılmaktadır. Lazer burada sıcaklık kaynağıdır. Lazerle ısıtılan ilave malzeme ısıtılıyor yandan veya doğrudan koaksiyel çalışan lazer ışınının hemen etrafından ilave malzemeyi (alaşım malzemesini) veren bir sistemle ya tel olarak ya da pudra halinde metal ilave ediyor. Sonuç olarak lazer ışınından bölgesel olarak hem ilave metali hem de malzemenin kendisini belli bir ilerlemeyle eriterek alaşımlandırıyor.
Burada 3 katı daha uzun kalıp ömrü elde ediliyor. Sadece problemli alana CNC’de kontrollü ve istenen yer ve miktarda (2mm max. kalınlık, toz yada tel olarak mevcut yüzeyle aynı kodda yada dışarı taşarak) bölgesel müdahale ediliyor.
Lafı çok uzatmamayım ama böyle onlarca örneği birkaç saat içinde görünce Almanya’nın gücünün firmalarından önce üniversiteleri, eğitim sistemi ve zihniyet farklılığından geldiğini anladım. Kıskanmamak elde değil. Bizim üniversitelerimiz de keşke böyle olsa ne iyi olurdu. Üstelik ne kadar zeki ve parlak bir gençliğimiz var. Nasıl eğiteceğiz bu gençleri, sanayinin içine nasıl entegre edeceğiz? Öğrencilerimizi daha okurken üretimin içine sokup firmalarımızın içinde işe ısındırmalıyız. Firmalar olarak iş bize düşüyor.
“Ne olacak bu memleketin hali ?” sorsunun cevabının kesinlikle eğitim sistemimizin düzelmesi olduğuna artık eminim. Ülkemizdeki her problemin çözümü iyi eğitim ve iyi eğitim almış bireyler.
Bu arada ufkumu açan ve gördüklerimden dolayı beni çok etkileyen bu geziyi organize eden UKUB ve başta sevgili Şamil Özoğul olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim.