DESIGN TURKEY TASARIM YARIŞMASI
28 Kasım 2014 tarihinde Design Turkey yarışması etkinliği ve konferansı Haliç Kongre Merkezinde yapıldı. Ülkemizde tasarım alanında yapılan çalışmaları ve geldiğimiz noktayı gösteren Design Turkey yarışmasını düzenleyenlere öncelikle teşekkür etmek isterim. Türkiye’de tasarımda nerede olduğumuzu görmek istiyorsanız mutlaka bir dahaki sefere gidip, yarışmaya katılan ürünleri inceleyin. Zaten ülkemizin prestijli markalarının çoğunun da ürünleri sergileniyor.
Bu arada konferansa katılan panel konuşmacıları da kendi alanlarında doyurucu bilgi verdiler ve keyifli bilgi edinme fırsatını buldum. Panelde özellikle 2 konuşmacı ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istiyorum. İlki Japonya’dan Masahiro İnoue ve ikincisi Danimarka’dan Pete Avondoglio. Biliyorsunuz Japon ve İskandinav tasarımının ortak tasarım dili birbirlerine çok yakın. Sade ve etkili bir anlatım dili ile hayatı kolaylaştıran tasarımlar yapmak diye özetleyebiliriz.
Masahiro İnoue Japonya’daki “Good Design Award” (İyi tasarım ödülü) yarışması hakkında bilgi verdi. 1957 yılında devlet tarafından; Japonya’da tasarım kültürünün yaygınlaşması için yapılmaya başlanmış. O yıldan günümüze 40.000 tasarıma ödül verilmiş. İngiltere, Almanya, Kanada gibi dünyanın her yerinden birçok katılımcısı olan bu uluslararası yarışmaya her yıl 9600 ürün katılıyor. Tokyo’da düzenlenen yarışmaya fiziksel olarak üretilmiş ürünler katılıyor. 100 ürün special award ödülünü hak ediyor. Burada en çok ilgimi çeken Japonların %88’i “G mark” ibaresini tanıyor Good design award ödülü aldığını bilmek ürün satışına olumlu etki yapıyor. Masahiro İnoue bu yarışma ile ilgili en güzel tanımı şöyle yaptı;
Bu yarışma bir güzellik yarışması değildir. Yaşamı destekler”
Bu sözü anlamamız için altını doldurmak lazım. Japonların %88’i Gmark ödüllü ürünleri aldıklarından doğal olarak firmalar bu logoyu haliyle kullanıyorlar ama ödül alan ürünlere ya da hizmetlere bakınca o kadar geniş bir yelpazesi var ki işte tam bu noktada yarışmanın derinliğini ve Japon kültürünü anlamaya başlıyoruz. Bizim bildiğimiz ve alışık olduğumuz tasarım yarışmaları gibi dar kapsamlı değil. Esas kriter Japon halkının hayatını kolaylaştıran , güzelleştiren her şey bu yarışmayı kazanıyor. Yarışmanın web sayfasına girip incelemenizi tavsiye ederim. Bakın neler kazanıyor? İyi tasarlanmış yerel yemekleri tanıtan bir web sayfası, showroom vitrini, çocuklar için televizyonda eğitim programı ve beni en çok şaşırtan mesela google maps uygulaması ödül kazanıyor… Asıl olan hayatı kolaylaştırması , halkın benimsemesi … Sanırım Türkiye’deki tüm tasarım yarışmalarının temel hatası ya da tamamlaması gereken konu da tam olarak bu. Bu yarışma insanı merkeze koymuş. Masahiro İnoue sunuşunda uzunca bir bölümde kanser tedavisi için tasarlanan MEDİKAL SİSTEM KONSEPTİ’ ni anlattı. Bu tasarım kanser hasta psikolojisi incelenerek hastaneye geliş anından itibaren kullanılan yazılım ile başlıyor, kanser tedavisinde kullanılan cihaz geleneksel ışın tedavisinden daha etkin olarak sağlıklı hücreye zarar vermiyor, hastanın rahatlaması için tedavi odası, hastayı tedavi edecek hastane personelinin doğru tedavi yapması ve hayatını kolaylaştırması için kullanım alanları tasarımına kadar tüm sistemi eksiksiz kapsıyor. Hasta kendini evinde gibi hissediyor. Karşılıklı iletişim ve güven yaratıyor.
Güzellik yarışmasından çıkmış gibi gözüken ürünlere ülkemizde fazla prim veriliyor. Ülkemizde tasarım ve tasarım yarışmalarındaki temel eksiklik de tam olarak bu bence. Ülkemizin insanına bizim tasarımlarımız ne yarar sağlıyor? Önce biz tasarımcılar bu soruyu cevaplamalı ve sonra ekran karşısına geçip çalışmaya başlamalıyız… Dünyanın tüm insanlarının hayatına etki edecek, ruhuna dokunacak mutluluk verecek kalitede tasarım yapmak lazım…
İYİ TASARIM
Dieter Rams, elektronik ev aletleri üreticisi Braun'un ürün tasarımcısıdır. 1955 yılında mimar olarak çalışmaya başladığı Braun'da 1961 yılında ürün tasarımı bölümünün başına geçmiştir. Rams 1950'lerde Almanya'daki işlevsel tasarım anlayışının kilit isimlerinden biri olmuştur. Tasarladığı ürünlerin temiz, basit ve akılcı oluşu bu anlayışın ispatıdır.
Hayatımızdaki her şey tasarlanmıştır. İyi bir tasarım nedir? Ünlü tasarımcı Dieter Roms’a göre iyi tasarımın 10 ilkesi vardır;
DANİMARKA TASARIMI
Sayın Pete Avondoglio, ilgimi çeken ikinci kişi oldu. Umea Tasarım Enstitüsü’nde akademisyen olarak çalışmış. Umea en iyi tasarım okulları arasında başlarda yer alan bir kurum. 120 öğrencisi olan okulda ülkemizden de birçok öğrenci olduğunu söyledi. Hatta sınıfında 13 Türk ve 4 Danimarkalı olduğunu söyleyince epeyce şaşırdım. Zaten kendisi de daha sonra Danimarka’da tasarım problemi konusuna sonradan değindi.
Danimarka Avrupa’nın kuzeyinde, kış koşullarının çok çetin olduğu bir ülke. Gün ışığının az, havanın çok soğuk olduğu böyle bir coğrafyada, iç mekanlarda (evde veya ofiste) geçirilen zaman önem kazanır. Danimarkalılar elbette açık havada zaman geçirmeyi sever, fakat kışlar uzundur ve kışın zamanlarının çoğunu kapalı mekanlarda geçirmek zorundadırlar. Bunun sonucu olarak da bir Danimarkalı’nın evine ve dekorasyona harcadığı para, dünyanın pek çok ülkesindeki ortalamanın epey üzerindedir. Bu, geçtiğimiz yüzyılda da böyleydi. Bu nedenle özel tasarım mobilyalar nesilden nesile aktarılmış ve tasarım mobilyaya sahip olmak bu ülke için lüks değil, günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. İşte bu nedenle “tasarım, Danimarkalılar’ın DNA’sına işlemiş” denir.
Danimarka’da klasik İskandinav tasarım çizgisine sadık kalınarak minimalist yaklaşımla tasarım yapılır. İşlevsellik açısından tutarlıdır. Danimarka’da 2. Dünya savaşı sonrası 1950 yıllarında Danish Modern doğdu. Genelde tik ağacından yapılmış ev mobilyası ve ev eşyaları yanı sıra, aydınlatmada da başarılı tasarımlar yapıldı.
Sonrasında ise arkası gelememiş. Eski tasarımlar günümüzde hala Danimarka’da çok satılıyormuş. Eski ürünler tekrar tekrar yorumlanıp geri geliyor. Niye eskiler hala satılıyor? Sayın Pete Avondoglio çok tatlı ve sevimli bir insan, üstelik çok da dürüst. Ona göre cevap şu; “Günümüzde işe yaramayan ve aptalca tasarımlar var. Okullarda üretimi bilmeyen ve sanattan yoksun ve işadamı gibi düşünen üniversite hocaları bir şey öğretemiyor. Durum moral bozucudur.”
Nasıl size de tanıdık geldi mi ? bilemiyorum ama Danimarka’daki duruma bakıp kendi halimize sevinmemek lazım. Zira Danimarka’da genç ve azimli genç tasarımcılar yeniden örgütlenmişler. Danimarka tasarımını değerlendirip, yeniden doğması için çalışmaya başlamışlar. Design Denmark, Danish Design Council ve Design Society adında 3 ayrı birlik oluşturulmuş… Ne varsa gençlerde var…Aslan gençlik, bir de bizim gençlerden bir tasarım hareketi başlasa ne harika olur.
Dünyanın her yerinde en iyi pozisyonlarda biliyorsunuz Türk tasarımcılar var. Türk tasarımcıları olarak dünya kalitesinde tasarım yapan tasarımcılarımız var, dünyanın her ülkesine ürün satan birçok ana ve yan sanayimiz var. Türk şirketleri dünya şirketlerini artık satın alıyorlar. Türk firmaların yurtdışı iştiraklerinin tasarımları da artık Türkiye’den yapılıyor. Türkiye’de faaliyet gösteren birçok yabancı şirketin birçok ülkede faaliyette olan AR-GE merkezleri olsa da, son yıllarda Türkiye’deki AR-GE merkezleri üzerinden tüm dünya için tasarım yapmayı tercih ediyorlar. Türkiye ayağını büyüttüklerini ve yeni tasarımcı almaya yeni yılda da devam edeceklerini çalıştığım firmalardan biliyorum.
İyi tasarımlara herkesin ihtiyacı var. Rekabetin ve farklılaşmanın anahtarı da iyi tasarımdan geçiyor. İyi tasarım iyi deneyim yaşatır. İYİ TASARIM BİZİ MUTLU EDER…