İNOVASYON
İnovasyon, "yeni ve değişik bir şey yapmak" anlamındaki Latince "innovare" kökünden türetilmiş. Türkçe karşılığı olarak kullanılan “yenilenme” denilebilir.
En basit tanımıyla inovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamaktır. Bu fikirler, daha önce çözülmemiş sorunları çözmek veya daha önce karşılanmayan ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla geliştirilebilir. Ya da zaten var olan pek çok ürün ve hizmeti daha güzel, daha kullanışlı, daha çok insanın işine yarayacak hale getirmeyi amaçlayabilir.
İnovasyon, yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi sürecidir. Yani yaratıcılığın, ticari ustalıkla birleştirilmesidir. İnovasyon geleceği yaratmakla ve sürdürülebilir kârlı büyüme sağlamakla ilgilidir.
Tabii siz yazının girişine aldanmayın. Asıl meseleye birazdan geleceğim. Yani yazı bilimsel tanımlarla böyle devam etmeyecek. Adına ister inovasyon diyelim, ister Ar-ge, belki de yaptığınız Ür-Ge de olabilir. Tabii bir de benchmark yani rakip ürün inceleme konusu var. Patent ofislerimiz ürün yada rakip firma adı üzerinden araştırma yapıp bizleri bilgilendirebiliyorlar. Devlet desteği de çok önemli tabii. Firmaların önünü açtı.
Biraz evvel, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı web sitesine girdim. Son sayıya baktım. Bugüne kadar ;
Bu işletmelerin;
Toplam Ar-Ge Personel sayısı 14.837,
TASARIMCI MESELESİ…
İşte… Tam olarak bahsetmek istediğim konuya geldik. Kim yapacak inovasyonu, tasarımı, Ar-Ge’yi , Ür-Ge’yi… Makine değil ki kolayca nitelikli tasarımcıyı bulalım. Bulmakla işimiz bitmiyor. İşini sevmesi ve firmanıza katma değeri yüksek inovatif Ar-Ge yada Ür-Ge içeren bir tasarım yapması da önemli. Yazıya bundan sonra tasarım ve tasarımcı kelimelerini kullanarak müsaadenizle devam edeceğim.
Ülkemizde Güzel Sanatlar mezunu endüstriyel tasarımcılar, mühendisler ve tabii ki firma sahipleri aktif tasarım yapar. Tasarım ve yaratıcılık yapabilecek tasarımcı; mutlaka endüstriyel tasarım mezunu olmak zorunda değil. Bir okuldan mezun olmamız bizi endüstriyel tasarımcı yada mühendis yapmıyor. Tecrübe gerekiyor. Zeka ve analitik düşünme yeteneği de gerekiyor. Karadeniz fıkralarında bahsi geçen Temel’e güleriz ama hangimiz bu kadar zeki ve yaratıcıyız? Değiliz. Yani doğuştan yetenek de gerekiyor.
Sene 2002.
450 çalışanı olan bir firmanın Ar-ge ve yeniden yapılanma faaliyetleri ile ilgili danışmanlık hizmeti veriyorum. Diğer bölümlerle birlikte kritik pozisyonlara özellikle Ar-ge ve kalıphaneye de eleman arıyoruz. Ürün gamı yönetimi üzerinden büyüme modelini benimsediğimizden Ar-ge önemli. Firmanın iş başvuruları için kullandığı yaklaşık 2 saat süren kişilik testleri var. Ona göre eleman alıyoruz. Kalıphane bölümüne tel erezyon sorumlusu olan başvurmuş bir aday dikkatimi çekti. Sordum firmada geçmişte bu testlerde ondan daha yüksek yaratıcılığı çıkan olmamış. Tasarımda tecrübesi yok. Kalıphanelerde çalışmış. İşte o an benim için önemli bir andı. Volkan’ı karşıma aldım. Durumu anlattım ve dedim ki “ Seni yetiştireceğiz. 1 yıl senden hiçbir şey beklemiyoruz. Tasarım programını ve ürünleri öğren, Görev tanımın bu.” Önce kendi de inanmadı yapabileceğine. Ama biliyordum herkes program kullanabilir ama yaratıcılık, zeka ve tasarımcı bakış açısı kitaplarda yazmaz. Bizim okullarımız da bu konuda yardımcı olmaz. Volkan 3 ay içinde tasarım yapmaya başladı. 2 yıl sonra tasarım şefi oldu, birkaç yıl sonra da Ar-ge bölümüne müdür.. Bir insanın hayatı değişti. Ülke bir tasarımcı kazandı.
Tasarım yarışmaları düzenliyoruz, Ar-ge merkezlerimiz var, tasarım ofislerimiz var… Tasarım yapma ve yaptırma talebi her geçen gün artıyor. Daha da artacak. Daha işin çok başındayız. Ancak tasarım yapacak nitelikli eleman sayısı bu kadar artmadı ki. Program kullanmakla tasarımcı olunmuyor. Kim yetiştirecek , nerede ne zaman tecrübe kazanacaklar? Gelecek sene daha da fazla hissedeceğiz tasarımcı açığını. Kim yetiştirecek tasarımcıları üniversiteler mi? Firmalar mı? Bekleyecek sabrımız ve vaktimiz var mı?
Bir tasarımcının tecrübe kazanması için 5’er yıllara ihtiyaç vardır. İlk 5 yıl programı ve ürünü öğrenir. İkinci 5 yıl tasarım yapmaya başlar. Üçüncü 5 yıldan sonra da özel hayatı dahil tasarımcı olarak kendini hisseder. Ben memleketin şanslı insanlarındanım. Severek yaptığım mesleğinde 25 yılı doldurdum. İçimde öğretme telaşı. Kim yetiştirecek bu geleceğin genç tasarımcılarını ?
Tasarımcı meselesi, ülke meselesi…