Japon şiirinin popüler bir biçimi HAİKU’dur. Haiku doğayı konu alan ve sadece üç dizeye yayılmış 17 heceden ( beş hece , yedi hece ve tekrar beş hece ) oluşan şiirdir. Haiku yazan bir şair , bu limitler dahilinde çalışmak ve tüm fikri bu sayıda hecede yansıtmak zorundadır. Bu Azın Gücü’dür.
Uzun lafın kısası, haiku’dan çıkaracağımız dersler, yalın üretkenliğin ilk iki temel ilkesidir.
Kötü mühendis her şeyi fildişi kaplamak ister. Bol krom kaplı yüzeyler, gereksiz et payları… İyi mühendis ise, ihtiyaç duyulanı, tam istenen kadar tasarımı yapar. Tam isteneni bilmek ve talebi tam karşılayan kadar iyi yapmak önemlidir. Daha azı kalitesiz, daha çoğu ise pahalı ve gereksizdir. Bilgi güçtür. Ürün tasarımı ise şirketleri bulundukları yerden ileriye taşıyacak en önemli faktördür. Yeni dünya düzeninde rekabetin her sektörde artarak devam edecek olması ile ; tasarımda bilgi ve tecrübe daha da önem kazanmıştır.
Tasarım dünyasında ülke adı ile de anılan tasarım ekollerinden söz edilir. İtalyanlar zamana bağlı, günün modası tasarımlar yapar , iddialı ve çarpıcıdır. Almanlar ise zamandan bağımsız tasarım yaparlar. İskandinav tasarım anlayışı da Almanlara paraleldir. Tasarımlarında gereksiz detaylar ve abartı yoktur. Sadelik ile gelen gözü yormayan ve zamanla daha da sizi içine çeken bir ruhu vardır.
Azın büyük etki yaratması ürün tasarımının başarısıdır.
ALGIDA KALİTE
Algıda kalite, günümüzde en önemli rekabet araçlarından biri olarak kabul edilmektedir. Tüketicilerin, ürünü satın almaya karar verdikleri anda; 5 duyusu ile hissettiği şey , ürün kalitesi’ dir. Üretimin gerçekle buluştuğu an, satış anıdır. Rekabet, firmaları ürün ve hizmet kalitesine özel önem vermeye zorlamıştır. Ağır rekabet koşullarında ayakta kalabilmek, pazar payını koruyabilmek, tüketicilerin beklentilerini karşılayabilmek ve hatta pazar payını artırabilmek için firmalar kalite standartlarını yükseltmek ve yaratıcı ürün tasarımlarına önem vermek zorundadır.
Kalite hem tüketicileri hem de üreticileri ilgilendirmektedir. Tüketici cephesinden bakıldığında, tüketici kaliteye ödeme yapmaktadır. Üretici cephesinden bakıldığında da üretici kaliteyi geliştirebilmek amacıyla risk almakta yeni yatırım yapmaktadır. Aynı şekilde, tüketiciler faydalarını maksimize etmeye çalışırken, üreticiler de kârlarını maksimize etmeye çalışmaktadırlar.
Dolayısıyla bir ürünün kalite seviyesini artırma çabaları, hedef pazarda yer alan müşteriler ürünü satın almadığı sürece bir anlam ifade etmeyecektir. Kalite kavramı sadece yüksek kaliteye erişmek amacıyla değil, müşterilere onların ihtiyaç ve isteklerini sağladığı müddetçe anlamlıdır. Aksi halde son kullanıcı kullanmayacağı fonksiyonlar için gereksiz yere para ödeyecek ya da ürünü almaktan vazgeçecektir. Swot analizi ile yeni ürünün pazarda doğru konumlanması ve devamında bunu destekleyen yaratıcı ürün tasarımındaki başarı , potansiyel müşteri kitlemize ulaşmamızı sağlayacaktır.
Ne kadar bilirsen bil , söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.
ÜRÜN TASARIMINI KİME YAPTIRALIM ?
Ülkemizde kestirme yöntemlerden biri rakip ürünleri az biraz değiştirip , ucuza gelsin diye kalıpçılara parça çizdirmek. Türkiye’de ürün tasarımı yap diye gidilen yanlış yer kalıpçılar. Bunun maliyetle ilgisi yok; yanlış zihniyetle ilgisi var. Artık rakip ürünleri taklit etmekten vazgeçmeliyiz. Takip eden değil takip edilen olmalıyız. Yaratıcı ve özgün tasarımlara herkesin ihtiyacı var.
Mühendislik ve tasarım hizmeti veren şirketler yaygınlaştı. Hızlı prototip teknolojilerindeki gelişmeler ve yeni prototip malzemeleri ile servis hizmeti veren şirketlerin sayısı hızla artıyor. Mühendislik firmaları ile çalışarak ilk seferde doğru ürün garantisi alabilirsiniz.
Yeni projelerde süreç; Pazar araştırma , swot analizi, endüstriyel tasarım, ürün tasarımı, prototip,patent, kalıp ,üretim ve satış olarak sıralanıyor. Bu süreçlerin tamamına hakim olan firmalar doğru ürünü ,doğru zamanda , doğru fiyatlarla pazara sunmaktadırlar. Tasarım sürecinin başı Pazar araştırma ,swot analizi ve satıştır. Satış ve ürün tasarımı eş zamanlı olarak projenin başında detaylandırılmalıdır.
Ekonomik kriz sonrası oluşmakta olan yeni dünya düzeninde artık ne yaparsak yapalım her şeyi farklı yapmalıyız , fark yaratmalıyız . Herkesten önde yer almak istiyorsak; yeni ürün devreye alma sürecinizi doğrudan etkileyen partner firmalarınızı iyi seçmeli ve süreci doğru yönetmeliyiz.
İzlenmenin tek yolu başkalarından hızlı koşmaktır.
SİZİN KAHRAMANINIZ KİM ?
Üniversite okuduğum son dönem. Sene 1988; Arçelik Çayırova Ürün Geliştirme bölümünde ,o zamanki adı ile Mamul Mühendisliği Müdürlüğü, stajımı yaptım. 3 aylık stajın sonunda da işe başlamam için teklif aldım. Doğru yerde doğru zamanda bulunmak dedikleri belki de budur. 2010 yılı geride kaldı . Önümüzde yeni bir yıl var. Böyle dönemlerde ister istemez insan hayatın muhakemesini yapıyor.
Arçelik’te Hayrettin Ceylanbaş adında bölümün direği bir abimiz vardı. Eskişehir lokomotif fabrikasında çalışmış; lokomotifi aydinger kağıda 1:1 ölçeğinde çizmiş. Şimdiki gibi bilgisayar yok. O zamanki Arçelik genel müdürü, mevcut müdürlerin bir çoğu da işe ilk onun yanında başlamışlar. Ben de o şanslı gruptanım. Hayrettin abimiz bildiği her şeyi bizlere öğretti. Bilginin saklanmasının çok ayıp olduğunu her fırsatta kafamıza kazıdı. Çok bilgiliydi, bilgisini paylaşmaktan mutlu olurdu. Biz de onun yolundan gittik elimizden geldiğince. Bildiklerimizi paylaşmak için her fırsatı kolluyoruz ; arkamızda hoş bir seda bırakmak için. Hayrettin Abimizi 2010 Aralık ayında kaybettik. Mekanı cennet olsun. Tonton seni çok özleyeceğiz.