Buzdolabından çıkardığımız yemeği ısıtmadan evvel öncelikle koklarız. Alışveriş sepetimize koymadan evvel, plastik ambalaj içinde olan etleri de koklayarak tazeliğini anlamaya çalışırız. Hislerimiz taze olanı seçmemizi ve bozulmuş olandan uzak durmamızı sağlar.
Sıfır araba aldığımızda kendine özgü bir yeni araba kokusu vardır. Pırıl pırıl görünüşü yanında kokusu da yeni olduğunun ifadesidir. Aslında, yeni arabanın kokusu diye bir şey yoktur. Bu sadece bir pazarlama oyunudur. Kokladığınız fabrikada araba içine sıkılan “yeni araba” kokusudur. Oysa kokunun ömrü de birkaç haftadır.
Geleceğin Kobileri
Lüks elektronik ürünleri firması Bang&Olufsen şirketi, ses kalitesine yaptıkları yatırım kadar ,tasarım ayrıntıları ile de uğraşırlar. Dokunma duyusuna hitaben geliştirdikleri belli başlı yeniliklerden biri bütün işlevleri bir araya toplayan bir uzaktan kumanda aletiydi. Böylece televizyon, radyo, CD, kasetçalar ve odanın ışıklarına tek bir aletle kumanda edilebiliyordu. 1985 yılında geliştirilen bu alet günümüzde ise dokunmatik ve her yanından kalite akan modern bir cihaza dönüştü. Bang& Olufsen uzaktan kumanda aleti ağır, sağlam ve oldukça özeldir. Bu ağırlık duygusu Bang&Olufsen’in üretim hattındaki bütün aksesuarlarda görülür.Yapmakla yapıyor gibi görünmek arasındaki fark işte budur.
Mükemmellik yetmez diye tasarıma başlarsak ne tasarlarız? Sanırım öncelikle geçmişteki alışkanlıklardan kurtulmak ve zamandan bağımsız düşünmeye başlamak gerekiyor.
Türkiye’deki KOBİ’lere baktığımızda karşımıza iki farklı grup çıkıyor. Birinci grupta rekabet becerisi her geçen gün geriye giden yenilikleri takip edemeyen geleceği olmayan firmalar; ikinci grupta ise yurtdışındaki benzer firmalarla boy ölçüşen kafa tutan, ar-ge, üretim alanında doğru adımlar atan ve marka olma yolunda ilerleyen fırsatları koklayan , gelişen firmalar. Avrupa’ya baktığımızda çoğu firmanın KOBİ olduğu görülmektedir. Kriz sonrası Avrupa firmaları sistematik olarak geleceğe nasıl hazırlanmalıyız? sürecinden kendilerini geçirmektedirler.
Bizler de yüksek değerli üretim ve iş modelini benimsemeliyiz. Özellikle yeni ürün geliştirme süreçleri ve yeni ürünlere odaklanmalıyız. Hızlı olmak çok önemli . Sınırlı kaynak ve zamanı etkin kullanarak birlikte çalışma becerilerimizi geliştirebiliriz.
Ülkemizde işini doğru yapan firmaların sayıları her geçen gün artıyor . Yurtiçi ve yurtdışında doğru partnerlerle harika işler başarılıyor. Bizler de geç olmadan gücümüz yerinde iken değişime içtenlikle evet deyip geleceğe birlikte hazırlanmalıyız.