Sayılarla Türkiye’de Ar-Ge

Ülkelerin bilgi merkezi olma ve gelişmişlik seviyeleri,  yürütmekte oldukları Ar-Ge faaliyetleri ve inovasyonla doğrudan ilişkili.  Ar-Ge son yıllarda ülkemizde de herkesin dilinde. Gerek kamu, gerekse özel sektörde; herkes Ar-Ge’nin önemini kavramış, Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili neler yaptıklarını uzun uzun anlatıyor. Sokakta dolaşırken tasarım ve dizayn kelimeleri kullanılmış bir çok işyeri tabelası gözümüze çarpıyor. Oysa çok değil daha 10 yıl önce ne devlet ne özel sektörde Ar-Ge faaliyeti ile ilgili kaç haber duyardık televizyon yada yazılı basında. Çok az. Ülkemizde Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları her yıl artıyor. Ancak istatistikler daha çok yol almamız gerektiğini gösteriyor. 
 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı “2010 Yılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Araştırması” ve “2008-2010 Yenilik Araştırması” çalışmaları ülkemizdeki Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının son durumunu ortaya koydu.
 

Öte yandan, OECD Science, Technology and Industry Scoreboard 2011 çalışması ülkemizin uluslararası seviyedeki yerini ortaya çıkardı.
 

Ülkelerin ve şirketlerin Ar-Ge seviyeleri ölçümlerinde kullanılan belli başlı göstergeler şöyle sıralanabilir:
 

  • Ar-Ge harcamalarının miktarı ve gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı
  • Finans kaynağına göre Ar-Ge harcaması oranları
  • Sektörler bazında Ar-Ge harcamaları oranı
  • Kişi başına Ar-Ge harcaması
  • Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan araştırmacı ve bilim insanı sayıları ve oranları
  • 10.000 çalışan başına düşen tam zamanlı eşdeğer Ar-Ge insan kaynağı
  • Bilimsel yayın sayısı
  • Patent, faydalı model başvuruları ve tescil sayıları

İşletmelerin Ar-Ge seviyelerinin belirlenmesi için de temelde aynı veriler incelenmekte. Örneğin, ülkeler için Ar-Ge harcamalarının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı değerlendirmeye konu olurken, işletmeler açısından bu durum Ar-Ge harcamalarının yıllık cirolarına oranı olarak yorumlanmaktadır.
 

Gayri Safi Yurtiçi Araştırma Ve Geliştirme (Ar-Ge) Harcamasına Göre Değerlendirme
2010 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2010 yılında bir önceki yıla göre % 14,6 artarak 9.268 Milyon TL olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı % 0,84’tür. 10 yıl evveline göre yaklaşık 2 katı artış olmuştur. 

 

Ar-Ge Harcamalarına Göre Değerlendirme
2010 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamalarının %46,0’ı yükseköğretim, %42,5’i ticari kesim ve %11,4’ü kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir. Burada üniversite sanayi işbirliğinin artırılması gerektiği konusunu tekrar hatırlatmak isterim. Bu amaçla birçok kamu ve özel kuruluş da çeşitli yarışma veya organizasyonlarla konunun gelişmesi için çalışmaktadır. 

Ar-Ge Faaliyetlerinde Çalışan Araştırmacı Sayıları ve Oranları
2010 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 81.792 kişi Ar-Ge personeli bulunmaktadır.Bir önceki yıla göre Ar-Ge personel sayısındaki artış %11,3’tür.
 

Sektörler itibarı ile dağılıma bakıldığında, toplam Ar-Ge personelinin 2010 yılında %45,9’u ticari kesimde, %40,2’si yükseköğretim kesiminde ve %13,9’u kamu kesiminde bulunmaktadır.
 

2010 yılında istihdam edilen 10.000 kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısı 36,2 kişidir. Aşağıdaki tabloya baktığımızda özellikle 2000’li yılların başında yataya yakın seyreden yavaş büyüme eğrisi son 10 yılda yeni dünya düzeni ve ülkemizde Ar-Ge elemanına olan talebin de artışı ile hızlı bir büyüme trendine girmiştir. Bugün itibari ile irtibatta olduğum birçok firma Ar-Ge personeli, özellikle tasarım mühendisi bulma konusunda son 2 yıldır ciddi sıkıntı yaşıyor. Oysaki, üniversiteler her yıl birçok yeni mezun veriyor. İşveren, tasarım elemanının az, çok tecrübeli olmasını istiyor, haliyle bekleyecek durumu yok. Öte yandan pırıl pırıl yeni cevherler, gençlerimiz iş bekliyor. Hakan Ünlü Mühendislik olarak bizler de yeni mezun elemanların yetişmesi ve iş bulması konusunda üniversitelerle işbirliğine bu yıl itibari ile girdik. Üniversitelerimizin de sanayi ile işbirliğini arttırırken, öğrencileri de aktif iş yaşantısına uyumlu ve olabildiğince hazır halde mezun etmeleri gerekiyor. 

  


TÜİK 2008-2010 Yenilikçilik Araştırması
:
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 25 Kasım 2011 tarihinde yayınladığı “2008 - 2010 Yenilikçilik Araştırması” Türkiye’de yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin son durumu ile ilgili önemli bilgiler vermektedir.

Yenilik faaliyetleri girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak artmaktadır. 10–49 çalışanı olan girişimlerin %49,4’ü, 50–249 çalışanı olan girişimlerin %58,9’u ve 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin %69,7’si yenilik faaliyetinde bulunmuştur.

Yani işin özeti şu: Ar-Ge yapan firmalar büyümüş, büyüdükçe Ar-Ge çalışmaları şirket kültürü haline gelmiş. Her geçen gün daha fazla Ar-Ge faaliyeti yapar olmuşlar. 

2008-2010 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde girişimlerin %28,2’si teknolojik yenilik faaliyetleri için finansal destek aldı. Girişimlerin %26,3’üne merkezi kamu kurumları tarafından finansal destek verilirken, Avrupa Birliği Kurumları da %0,9’unu destekledi. Yani Avrupa Birliği Ar-Ge destekleri payı hala çok düşük. Proje yazma ve yönetme konusundaki eksiklerimiz temel sebep diye düşünüyorum.
 

Uluslararası Alanda Türkiye’deki Ar-Ge Faaliyetlerinin Seviyesi
20 Eylül 2011 tarihinde yayınlanan OECD Science, Technology and Industry Scoreboard 2011 çalışmasına göre Türkiye;  Ar-Ge harcamalarında OECD ortalaması olan % 2,3’ün çok altındadır. Ar-Ge harcamasının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı üzerinden yapılan değerlendirmede İsrail, %4’ü aşan bir oran ile Ar-Ge faaliyeti en fazla olan ülkedir. Finlandiya, İsveç, Kore ve Japonya ise ilk 5 sırada yer alan diğer ülkeler. Türkiye’nin yerini oklarla gösterdim.

 

Görüldüğü üzere Ar-Ge faaliyetleri ve çalışan sayısında özellikle son 10 yılda çok ciddi bir büyüme trendine girmekle birlikle, ülkemizin dünya ölçeğindeki yerini gösteren OECD çalışması ise yolun çok başında olduğumuzu söylüyor. Gerek Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki payları gerekse Ar-Ge çalışan sayıları tabloları dahil tüm tablolarda sonlarda yer alıyoruz.
 

Kuzey Avrupa Ülkeleri, Kore, Japonya, İsrail, Almanya, Amerika tabloların üst sıralarında yer alıyorlar. Bu ülkelerin ortak özelliği ise teknoloji ve bilgi üreterek dünya ticaretine yön vermeleri ve dünya markalarına sahip olmaları. Hepimiz Ar-Ge’nin önemini biliyoruz, olumlu etkilerini yaşıyoruz, duyuyoruz.
 

Artık vites büyütüp hızlanalım. Büyüyelim. Eksiğimiz yok, fazlamız var. Haydi ülkemiz için daha çok Ar-Ge ve inovatif proje yapalım.