“Yıllar ne çabuk geçti. Ufacık bir atölyede birkaç elemanla başlamıştık. Tırnaklarımızla kazıyarak geldik buralara. Bin bir özveri, alın teri. İyi günlerimiz de vardı, sıkıntılı günlerimiz de. Ama çok şükür şimdi yüzlerce çalışanı olan başarılı bir Kobiyiz.”
Türkiye’de 10-15 yıllık zaman dilimlerinde aile şirketi olarak başlayıp işini başarı ve hız ile büyüten şirketleri her sektörde görüyoruz. Ancak 50 yıl ve üzeri 3.veya 4. jenerasyonu yetiştirip işin başına geçiren Türk şirketi sayısı çok az. İlginç bir şekilde Türk Kobilerinin kendilerini geliştirmeleri gereken konular ortak özellikler arz ediyor.
1-Organizasyon : İşe göre değil çoğunlukla kişiye göre revizeye uğramış oluyor. Revizyon ya aileden biri için, ya da şirket ilk kurulduğu yıldan beri çalışan kıdemli bir çalışan için yapılıyor. Firma sahibi yeniden yapılanma ve değişim istediğinde en çok problem de buralardan kaynaklanabiliyor.
2-Bütçe: Bütçe yapmak gibi bir adetimiz genelde yok. Dışarıdan profesyonel destek ya da konusunda uzman bir finans müdürü bulunmadığı sürece başarılı olma ihtimali düşük oluyor. Oysaki bütçe firmanın büyüme hayalinin o yıl için vücut bulmuş hikayesi, anayasasıdır. Yol göstericidir. Bütçesiz şirket nasıl yönetilir inanın hiç bilemiyorum. Haliyle raporlama ve güncel önemli rakamlara anında ulaşmak da zor oluyor, ki bu durum sisli havada araba kullanmakla eşdeğer.
3-Büyüme modeli: Dikey büyüme yerine yatay büyüme ile başka alanlarda da iddiamızı göstermek istiyoruz. Başka iş kollarında yatırım yapmak yerine öncelikle işimizi geliştirmeyi düşünsek daha doğru olur. Sanayiciden inşaatçı ya da ziraatçı olmuyor. İstisnalar mutlaka vardır. Öncelikle kendi işimizi ve geleceğimizi garanti altına almak önemli diye düşünüyorum.
4-Üretim Planlama: İyi bir üretim planlamacı bulmak her geçen gün zorlaşıyor sanırım. Akıllı, pratik ,tüm üretim ve fabrika birimleri ile tatlı sert uyumlu çalışan ve çalıştırabilen bir planlamacı firmaya çok para ve zaman kazandırır. Stok seviyeleri düşer, üretimde verim artar. İki yarım topladığında bir tam etmiyor. Birçok kişi üretim planlamayı direkt veya indirekt olarak etkiliyor ama yetki kargaşası kaçınılmaz. Planlama eksiklikleri sonrası, hata gerçekleştikten sonra önlem alınıyor.
NOT: Ara konu olarak depo yönetimine biraz değinmek istiyorum: Depolar düzensiz ve haliyle stoklar,satış ve hammadde temininde uyumsuzluk oluyor. Unutmamalıyız ki depolar sevke hazır ürünlerle ve imalata gidecek değerli yan mamullerle dolu yani nakit para demek. Depo kapısı mutlaka kapalı tutulmalı ve girişler kontrol altına alınmalı. Kurumsal bir firmada depo ve veri yönetimi çok önemli. Kapısı olmayan, fabrika içinde olan ya da kapısı sürekli açık depolar görüyorum ki bu çok yanlış. Paramızı nasıl ortada bırakmıyorsak depomuzdaki yarı mamul ve sevke hazır ürünleri de koruma altına almalıyız.
5-Ürün gamı yönetimi: Kendi markasına sahip olanlar ve yan sanayi olarak hizmet verenlerin durumu farklılık gösteriyor. Kendi markasına sahip olanlardan etkin ürün geliştirme ve kalıp yönetimine sahip olan firmalar çok büyüyor ve rekabette sıyrılıyor. Ana sanayiye hizmet verenler ise genellikle kendi ürününü yapma hevesinde ancak büyüme genleri genelde buna engel oluyor. Sıkışıp kalıyorlar. Farklı sektör ve firmalara çalışarak riski dağıtmak elimizi kuvvetlendirecektir. Ana sanayilerimizin de ürün tasarımı yapan firmaları görmek istediğini biliyorum. Ürün geliştirmeye yatırım yapalım. İster kendi bünyemizde kuralım, ister dışarıdan destek alalım.
6-Ücretlendirme: Organizasyon şemasındaki eksik kadroların görevlerini de üstlenen personeli kaçırmamak için yüksek ücret veriliyor ya da el altından özel uygulamalar yapılıyor. Kritik konumlardaki elemanların yedeklenmesinin yapılması firmayı geleceğe taşıyacaktır. Öte yandan nitelikli eleman bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Değişen hayat tarzı ile birlikte genç neslin ilk günden başlayan “çok para kazanmalıyım” ve “ne zaman genel müdür olacağım” tarzı, işleri zorlaştırıyor. Nitelikli ve doğru personeli bünyeye katmak ve firmada tutmak zor. İnsan kaynakları departmanının etkinliğine değer vermeliyiz.
7-Fabrika layout : Firma büyük dahi olsa bir atölyeyi andırabiliyor. Karışıklık ve düzensizlik, bunun sonucu olarak gereğinden fazla sayıda personel çalışması çok ciddi verimsizliklere yol açabiliyor. Yalın üretim felsefesi ile az hareket gerektirecek üretim tasarımı yapılmalı.
8-Marka yönetimi: Marka olmak , marka yaratmak , sektörde bilinir ve saygın bir yer edinmek yukarıdaki konuların ve bahsi geçmeyen diğer önemli konuların hepsinin sonucu. Tabii ki hedefimiz dünya markası olabilmek, yurtdışında da bilinir olmak olmalı…
“Bu dünyadaki amacımız büyüyüp dağ olmaktır, küçülüp kum tanesi olmak değil”
“Damladan vazgeç, okyanus ol”
Mevlana